Dostlar Merhaba,
Son günlerde şiddeti giderek artan ve hem ülkemiz de, hem de yakın komşularımızda meydana gelen, toprak bütünlüğünü etkilemeye yönelik, din eksenli terör olaylarından büyük üzüntü duymaktayız. Sünni inancı temsil ettiği ifade edilerek, ülkemiz hükumetince terörist olarak adlandırılmayan IŞİD; Suriye ve diğer bölge ülkelerinde özellikle Alevi inancına mensup halkı ve Türkmenleri katletmesine duyduğumuz acıya Suruç’ta gerçekleştirdiği bombalı eylemle bir yenisini daha eklemiştir.
Sevgili canlar; insanların İnançları doğrultusunda ibadet edebilmesi, Ülkemizin de altında imzası bulunan insan hakları evrensel beyanname since de tanımlandığı gibi insani bir haktır. Ancak bizler bu haktan mahrum edilmekteyiz. Yıllardır sürdürülen asimilasyon politikaları yetmez gibi türbe, dergâh, Cemevi gibi kutsal mekanlarımızın son yıllarda hızla camiye dönüştürülmesi, bizleri incitmektedir.
Daha geçtiğimiz yıl yüz yıllardır inancımızın en önemli dergahlarından olan Tokat Erbağ'daki KEÇECİBABA türbesinin cami olarak değiştirilişine yaptığımız haklı itirazımız neticelenmeden benzer bir olayda bu yıl Seki’de meydana gelmiştir.
HBVAKV- Datça Şubesi Yönetim Kurulu ve Üyeleri Abdal Musa etkinliği kapsamında Seki’de bulunan Eşref Paşa türbesini ziyaret etti. Yörenin yaşlı nüfusu ve ileri gelenlerinin de ifadeleriyle sabit olduğu üzere burada yaşayan halk daha önceleri Aleviydirler. Ancak yürütülen asimilasyon politikaları ile sünnileşmişlerdir. Cemevinin tarihi dokusu bozulup camiye çevrilmiştir. Alevilere has on iki dilimli mezar taşları sökülüp yerine yeni taşlar dikilmiştir ancak iki tane on iki dilimli mezar taşı hala türbede mevcuttur. Türbe kapısı yerinden sökülerek türbenin arkaya kaydırıldığı ve bu suretle küçültülen dergahta yapılan son ve belki de en büyük tahribat türbenin isminin SEKİ TEKKESİ olarak değiştirilmesi olmuştur.
Ancak Alevi-Bektaşi inancına, inanç merkezlerine, kültürüne karşı takınılan bu yok sayan tutum ilk değildir ve ne yazık ki; güdülen bu yanlı politika ve inancımıza bakış değişmediği sürece son da olmayacaktır. Etkinliğimize de ismini veren, ve altı senedir lokmalarımızı dağıtıp bir araya gelerek inanç ve kültürümüzü anlatma ve yaşatmaya çalıştığımız Hızırşah dergahı da son yıllarda adeta tarihin bilgi, belge ve izlerini yok etmek istercesine "restorasyon" adı altında, talan edilmiştir.
2010 yılında vakfımız ve belediyemizin yardımlarıyla adeta çöplüğe dönmüş olan dış alanı temizlenen metruk bir halde ki yapı; SİT alanında bulunmasına rağmen sözde gönüllü bir inşaat ustasınca dergahın tahta döşemeleri sökülmüş ve seramikle kaplanmıştır. Külliyenin bahçesinde yer alan Bektaşi mezarlarının taşları uygunsuz tasnif ve nakliye nedeniyle kırılmış çoğu kaybolmuştur. Bu yetmezmiş gibi Alevi dergahlarının en önemli unsurlarından olan ve yapılan araştırma sonucu 500 yıllık bir tarihe sahip olan "Eşik Taşı" da yine restorasyon adı altında gerçekleşen bu kıyımda söküldüğü halde, tarafların ifadesine göre "nerde olduğu bilinmemektedir."
Hatırlatmak isteriz ki bu tip dönüştürmelerle talan edilen sadece ALEVİ inanç merkezleri değil, ülkemizin tarihi ve kültürel mirasıdır.
Son derece üzüntü verici gelişmelerin yaşandığı bu günlerde bu yıl 6. Sını gerçekleştireceğimiz Hızırşah etkinliğimizde; bizden maddi, manevi destek ve katkılarını esirgemeyen başta Datça Belediye Başkanlığı ve belediyemizin değerli personeli olmak üzere tüm kurum, kuruluş ve şahıslara teşekkürü bir borç bilir, şükranlarımızı sunarız.
Suruç’ta geçekleştirilen terör eyleminde ve sonrasında meydana gelen olaylarda hayatını kaybeden yurttaşlarımıza ve kolluk kuvveti mensuplarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileriz.
Gün birlik günüdür.
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Şubesi
Başkan
Murat YILDIRIM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder